-
1 güzel kadın
n. belle, trick -
2 güzel kadın resmi
n. pin-up -
3 Çok güzel kadın
n. Juno -
4 илемлĕ
güzel, çok iyi, güzel olamakedebiyatta çekici ve güzel kadın -
5 حسناء
حَسْناء1. keklikAnlamı: güzel kadın2. yosmaAnlamı: şen, şakarak.(kaba)3. dilberAnlamı: alımlı, güzel kadın -
6 belle
n. güzel, güzel kadın, dilber -
7 belle
n. güzel, güzel kadın, dilber -
8 hasnâ
arapça حسنا güzel kız, güzel kadın. -
9 ملكة
Iمَلَكَة1. melekeAnlamı: yatkınlık, alışkanlık2. yordamAnlamı: melekeIIمَلِكَة1. kraliçe2. eceAnlamı: güzel kadın, kraliçe -
10 beauté
n f1 güzellik [ɟyzel'lic]2 belle femme çok güzel kadın◊Cette enfant est déjà une vraie beauté. — Bu çocuk şimdiden çok güzel.
-
11 trick
adj. hileli————————n. aldatmaca, oyun, üçkâğıt, numara, el çabukluğu, üçkâğıtçılık, çalım, dalavere, dümen, hile, muziplik, azizlik, kötü şaka, işin sırrı, kurnazlık, püf noktası, marifet, güzel kadın, oyunda yerde toplanan kâğıtlar, fahişenin müşterisi, dümen nöbeti————————v. kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak* * *1. aldat (v.) 2. hile (n.)* * *[trik] 1. noun1) (something which is done, said etc in order to cheat or deceive someone, and sometimes to frighten them or make them appear stupid: The message was just a trick to get her to leave the room.) oyun, numara, şeytanlık2) (a clever or skilful action (to amuse etc): The magician performed some clever tricks.) oyun, hokkabazlık, numara2. adjective(intended to deceive or give a certain illusion: trick photography.) aldatıcı- trickery- trickster
- tricky
- trickily
- trickiness
- trick question
- do the trick
- play a trick / tricks on
- a trick of the trade
- trick or treat! -
12 juno
n. Juno [mit.], çok güzel kadın* * *eski roma mabudesi -
13 ομορφογυναίκα
dilber, güzel kadın -
14 doll
oyuncak bebek, tas bebek; (aptal) güzel kadin, bebek -
15 dilber
حسناء [حَسْناء]Anlamı: alımlı, güzel kadın -
16 ece
ملكة [مَلِكَة]Anlamı: güzel kadın, kraliçe -
17 keklik
1. حجل [حَجَل]Anlamı: güvercin büyüklüğünde, kırmızı renkte bir kuş2. حسناء [حَسْناء]Anlamı: güzel kadın -
18 shapely
(kadin vücudu, vb.) biçimli, düzgün, güzel -
19 beauty
n. güzellik, güzel, güzel kız, güzeller güzeli, güzel yan; nadide parça* * *güzellik* * *['bju:ti]plural - beauties; noun1) (a quality very pleasing to the eye, ear etc: Her beauty is undeniable.) güzellik2) (a woman or girl having such a quality: She was a great beauty in her youth.) güzel(kız/kadın), huri3) (something or someone remarkable: His new car is a beauty!) nefis şey, güzel şey•- beautifully
- beautify
- beauty queen
- beauty salon
- beauty spot -
20 بهي
بَهيّ1. keleşAnlamı: çok güzel, çok yakışıklı2. aynalıAnlamı: parlak yüzlü, yakışıklı, güzel3. güzel4. kıyakAnlamı: benzerlerinden üstün olan, çok güzel5. civan6. ciciAnlamı: sevimli, hoşa giden, güzel
- 1
- 2
См. также в других словарях:
güzel — sf. 1) Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı Yalının en güzel odası bizimdi. Güzel kız. Güzel çiçek. 2) İyi, hoş Güzel şey canım, milletvekili olmak! Ç. Altan 3) Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran Güzel… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HASNA — Güzel kadın. Hüsün ve cemal sâhibesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
akça pakça — sf. Beyaz tenli, güzel (kadın) Genç karısı ince, uzun boylu, akça pakça bir kadın. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
fındık kurdu — is., hay. b. Fındık bitinin fındık içinde gelişerek onun dökülmesine, değerini yitirmesine yol açan kurtçuğu Bu minyon, esmer, fındık kurdu ve güzel evet kabul etmeli ki güzel kadın... H. Taner Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller fındık kurdu gibi … Çağatay Osmanlı Sözlük
lokum gibi — 1) tatlı, güzel, yumuşak 2) çok güzel (kadın) … Çağatay Osmanlı Sözlük
hasnâ — (A.) [ ﺎﻨﺴﺣ ] güzel kız, güzel kadın … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ay parçası — sf. Çok güzel (kadın veya kız) … Çağatay Osmanlı Sözlük
bomba — 1. is., den., İt. bomba Yan yelkenlerin alt yakasını gerip açmak için kullanılan yatay seren 2. is., İt. bomba 1) Canlı veya cansız hedeflere atılan, içi yakıcı ve yıkıcı maddelerle doldurulmuş, türlü büyüklükte patlayıcı, ateşli silah Çok sayıda … Çağatay Osmanlı Sözlük
cemile — is., esk., Ar. cemīle 1) Gönül alıcı davranış Binecekleri vapur, Konsolosa fevkaladeden bir cemile olarak o turda, pruva direğine Türk bayrağı çekiyordu. R. H. Karay 2) sf. Güzel (kadın) … Çağatay Osmanlı Sözlük
dilber — sf., Far. dilber Alımlı, güzel (kadın) Ala gözlü nazlı dilber / Koma beni el yerine. Karacaoğlan Birleşik Sözler dilberdudağı kenarın dilberi … Çağatay Osmanlı Sözlük
ece — is. 1) Güzel kadın Dün Sirkeci istasyonunu görmeliydiniz, ecemiz geldi. F. R. Atay 2) Kraliçe … Çağatay Osmanlı Sözlük